Osmanlı alimleri arasında gayet seçkin bir yere sahip olan Ebu'l-Hayr İsâmuddin Ahmet Efendi, ?Taşköprülü? olarak bilinen Muslihuddin Mustafa Efendi'nin oğlu olarak 901/1459 tarihinde Bursa'da dünyaya gelmiştir.
Farklı şehirlerde müderrislik görevlerinde bulunan babası ve yine müderris olan amcası Kıvamuddin Kasım'dan temel ilimleri okuyan Taşköprülüzâde, en son Amasya'da Hüseyniye Medresesi'nde tahsilini tamamlamıştır. Hocaları arasında babası ve amcasına ilâveten zikredebileceğimiz isimler şunlardır: Fenârî Muhyiddin Çelebi, Mirim Çelebi, Kazasker Seydî Efendi.
Taşköprülüzâde Ahmet Efendi'nin göreve başladığı ilk medrese, Dimetoka şehrinde bulunan Oruç Paşa Medresesi'dir. 931/1525 Yılında göreve getirildiği bu medresenin ardından sırayla İstanbul'da bulunan Hacı Hasan Paşa, Üsküp'te bulunan İshak Paşa, İstanbul'daki Kalenderhâne, Eski Mustafa Paşa, Edirne Üç Şerefeli Medrese, İstanbul Semâniye (Sahn) medreseleri ve Edirne Sultan Bayezıt medreselerinde müderris olarak görev yaptı.
952/1545 yılında İstanbul Kadılığı görevine getirildi. Uzun süre bu görevde çalıştı. Görme bozukluğu yüzünden görevinden ayrılarak kendini telife verdi. Çevirisini yaptığımız eş-Şakâiku'n-Nu‘mâniyye de dahil olmak üzere bir çok ölümsüz eserini bu dönemde yazdı.
968/1561 yılında İstanbul'da dünyaya gözlerini yuman Taşköprülüzâde, Fatih Camii civarında bulunan Aşık Paşa Tekkesi Mescidi'nin haziresine defnedildi. Tasavvuf yoluna da giren büyük alim, Halvetiye tarikatına mensuptu.
Sülüs, nesih ve talik yazmakta gayet yetenekli olduğu aktarılan müellif, tefsir ve kelam ilimleriyle, özellikle edebi ilimler ve biyografi (=terceme-i hal) alanında derin bilgi sahibiydi.
Taşköprülüzâde'nin Osmanlı ilim tarihinde önemli bir yere sahip olmasının nedeni, sistematik bir bakışla Osmanlı'da ‘ilimler' ve ‘alimler' sahasında yazdığı iki temel eserdir. Bu çabayı, Osmanlı ilim tarihini ‘konu' ve ‘kişi' bazlı olarak ele alma endişesinin bir yansıması olarak görebiliriz. Her iki eser klasik ilim geleneği literatürünü yansıtması bakımından ortak bir noktada buluşurlar. Bu da müellifin ne kadar bütünleyici bir perspektife sahip olduğunun açık bir kanıtıdır. Miftâh ve Şakâyık adlı bu eserler Taşköprülüzâde'nin en önemli eserleri olarak bilinmekte, dahası, sahayla ilgili hemen hatıra gelen klasik kaynak eser olma niteliği taşımaktadırlar.
Basılmış eserleri şunlardır:
1. Miftâhu's-sa‘âde ve misbâhu's-siyâde fî mevzû‘âti'l-‘ulûm: Bir çok ilim ve sanat dalına ait konular üzerine yazılmış Arapça bir eserdir. Kâtip Çelebi'nin Keşfü'z-zünûn adlı eserindeki ilim bahisleri geniş ölçüde bu esere dayanmaktadır. Müellifin oğlu Kemaleddin Mehmed Efendi tarafından bazı ilâveler yapılarak Mevzûâtu'l-ulûm adıyla Osmanlı Türkçesi'ne tercüme edilmiştir. Bu tercüme iki cilt olarak basılmıştır (Dersaadet:İkdam Matbaası 1895; tercümenin bu neşre dayanılarak Mümin Çevik tarafından yapılmış bir sadeleştirmesi Mevzûâtü'l-ulûm: ilimler ansiklopedisi adıyla neşredilmiştir (İstanbul: Üçdal Neşriyat 1975). Osman (Oskar) Rescher adlı bir şarkiyatçı tarafından da Almanca'ya eksik bir tercümesi yapılmıştır. 1356/1937 yılında Haydarabad-Dekken'de neşredilen eserin, son modern ve makbul neşri Kamil Kamil Bedri ve Abdülvehhâb Ebu'n-Nur tarafından üç cilt halinde yayınlanmıştır. Bu neşrin başında naşirlerin telif ettiği önemli bir giriş yazısı bulunmaktadır (Kahire 1968). Ayrıca eserde kullanılan terimlerin ansiklopedik bir sözlüğü de Ali Dehruc tarafından hazırlanmış olup Mevsûatu mustalahâti Miftâhi's-saâde ve misbâhi's-siyâde fî mevzûâti'l-ulûm adıyla yayınlanmıştır ( Beyrut: Mektebeti Lübnân 1998).
2. eş-Şakâiku'n-Nu‘mâniyye fî ‘ulemâi'd-Devleti'l-Osmâniyye: Türkçe çevirisini elinizde tuttuğunuz bu eser, Arapça olarak kaleme alınmıştır. Osmanlı ilim tarihinde ilk 10 padişah devrinde yaşamış 502 bilgine ait entelektüel biyografinin yer aldığı önemli bir eserdir. Henüz müellif hayattayken ve akabinde defalarca Osmanlı Türkçesi'ne tercüme edilen bu eserin iki eski baskısı bulunmaktadır. İlki Kahire-Bulak (1299/1881; İbn Hallikân'ın Vefeyâtü'l-a‘yân adlı eserinin hâmişi olarak), ikincisi Kahire: el-Matbaatü'l-Meymenetü'l-Mısrıyya baskısıdır (1310/1892). Osman (Oskar) Rescher tarafından es-Saqa'iq en-no'manijje başlığıyla Almanca'ya da çevrilmiştir (Osnabrück: Biblio Verlag 1978). Eserin bizim elinizdeki Türkçe çeviriye esas aldığımızdan başka bir modern neşri daha yayınlanmıştır (müellifin el-Ikdü'l-manzûm adlı öteki eseri ile birlikte; Beyrut : Dârü'l-Kitâbi'l-Arabî, 1975).
3. Şerh ale'l-Fevâidi'l-Gıyâsiyye fî ‘ilmey el-me‘ânî ve'l-beyân (Mekke: el-Matbaatü'l-Emîriyye 1303/1885).
4. Risâletü'ş-Şifâ li edvâi'l-vebâ ( Kahire: el-Matbaatü'l-Vehbiyye 1292/1875).
5. Âdâbü'l-bahs ve'l-münâzara (nşr. Muhammed Hasan Âl Yâsîn, Bağdat 1955).
6. Şerhu'l-Mukaddimeti'l-Cezeriyye (Mekke: el-Matbaatü'l-Emîriyye 1303/1885).
7. Tabakâtü'l-fukahâ ( Musul: Matbaa Nînovî 1953; ayrıca nşr. Ahmet Neyle, Musul: Matbaatü'z-Zehrâ el-hadîse 1961).
8. el-Ikdü'l-manzûm fî zikri efâdıli'r-Rûm, Şakâik ile birlikte; Beyrut : Dârü'l-Kitâbi'l-Arabî, 1975.
(Taşköprülüzâde'nin eserleri ve ilgili literatür hakkında ayrıca bkz. M. Münir Aktepe, ?Taşköpri-zâde? md., İslâm Ansiklopedisi, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1974, XII/1, 42-44; C. Brockelmann, GAL, II, 559-562; GAL, Suppl. II, 633-634).
Farklı şehirlerde müderrislik görevlerinde bulunan babası ve yine müderris olan amcası Kıvamuddin Kasım'dan temel ilimleri okuyan Taşköprülüzâde, en son Amasya'da Hüseyniye Medresesi'nde tahsilini tamamlamıştır. Hocaları arasında babası ve amcasına ilâveten zikredebileceğimiz isimler şunlardır: Fenârî Muhyiddin Çelebi, Mirim Çelebi, Kazasker Seydî Efendi.
Taşköprülüzâde Ahmet Efendi'nin göreve başladığı ilk medrese, Dimetoka şehrinde bulunan Oruç Paşa Medresesi'dir. 931/1525 Yılında göreve getirildiği bu medresenin ardından sırayla İstanbul'da bulunan Hacı Hasan Paşa, Üsküp'te bulunan İshak Paşa, İstanbul'daki Kalenderhâne, Eski Mustafa Paşa, Edirne Üç Şerefeli Medrese, İstanbul Semâniye (Sahn) medreseleri ve Edirne Sultan Bayezıt medreselerinde müderris olarak görev yaptı.
952/1545 yılında İstanbul Kadılığı görevine getirildi. Uzun süre bu görevde çalıştı. Görme bozukluğu yüzünden görevinden ayrılarak kendini telife verdi. Çevirisini yaptığımız eş-Şakâiku'n-Nu‘mâniyye de dahil olmak üzere bir çok ölümsüz eserini bu dönemde yazdı.
968/1561 yılında İstanbul'da dünyaya gözlerini yuman Taşköprülüzâde, Fatih Camii civarında bulunan Aşık Paşa Tekkesi Mescidi'nin haziresine defnedildi. Tasavvuf yoluna da giren büyük alim, Halvetiye tarikatına mensuptu.
Sülüs, nesih ve talik yazmakta gayet yetenekli olduğu aktarılan müellif, tefsir ve kelam ilimleriyle, özellikle edebi ilimler ve biyografi (=terceme-i hal) alanında derin bilgi sahibiydi.
Taşköprülüzâde'nin Osmanlı ilim tarihinde önemli bir yere sahip olmasının nedeni, sistematik bir bakışla Osmanlı'da ‘ilimler' ve ‘alimler' sahasında yazdığı iki temel eserdir. Bu çabayı, Osmanlı ilim tarihini ‘konu' ve ‘kişi' bazlı olarak ele alma endişesinin bir yansıması olarak görebiliriz. Her iki eser klasik ilim geleneği literatürünü yansıtması bakımından ortak bir noktada buluşurlar. Bu da müellifin ne kadar bütünleyici bir perspektife sahip olduğunun açık bir kanıtıdır. Miftâh ve Şakâyık adlı bu eserler Taşköprülüzâde'nin en önemli eserleri olarak bilinmekte, dahası, sahayla ilgili hemen hatıra gelen klasik kaynak eser olma niteliği taşımaktadırlar.
Basılmış eserleri şunlardır:
1. Miftâhu's-sa‘âde ve misbâhu's-siyâde fî mevzû‘âti'l-‘ulûm: Bir çok ilim ve sanat dalına ait konular üzerine yazılmış Arapça bir eserdir. Kâtip Çelebi'nin Keşfü'z-zünûn adlı eserindeki ilim bahisleri geniş ölçüde bu esere dayanmaktadır. Müellifin oğlu Kemaleddin Mehmed Efendi tarafından bazı ilâveler yapılarak Mevzûâtu'l-ulûm adıyla Osmanlı Türkçesi'ne tercüme edilmiştir. Bu tercüme iki cilt olarak basılmıştır (Dersaadet:İkdam Matbaası 1895; tercümenin bu neşre dayanılarak Mümin Çevik tarafından yapılmış bir sadeleştirmesi Mevzûâtü'l-ulûm: ilimler ansiklopedisi adıyla neşredilmiştir (İstanbul: Üçdal Neşriyat 1975). Osman (Oskar) Rescher adlı bir şarkiyatçı tarafından da Almanca'ya eksik bir tercümesi yapılmıştır. 1356/1937 yılında Haydarabad-Dekken'de neşredilen eserin, son modern ve makbul neşri Kamil Kamil Bedri ve Abdülvehhâb Ebu'n-Nur tarafından üç cilt halinde yayınlanmıştır. Bu neşrin başında naşirlerin telif ettiği önemli bir giriş yazısı bulunmaktadır (Kahire 1968). Ayrıca eserde kullanılan terimlerin ansiklopedik bir sözlüğü de Ali Dehruc tarafından hazırlanmış olup Mevsûatu mustalahâti Miftâhi's-saâde ve misbâhi's-siyâde fî mevzûâti'l-ulûm adıyla yayınlanmıştır ( Beyrut: Mektebeti Lübnân 1998).
2. eş-Şakâiku'n-Nu‘mâniyye fî ‘ulemâi'd-Devleti'l-Osmâniyye: Türkçe çevirisini elinizde tuttuğunuz bu eser, Arapça olarak kaleme alınmıştır. Osmanlı ilim tarihinde ilk 10 padişah devrinde yaşamış 502 bilgine ait entelektüel biyografinin yer aldığı önemli bir eserdir. Henüz müellif hayattayken ve akabinde defalarca Osmanlı Türkçesi'ne tercüme edilen bu eserin iki eski baskısı bulunmaktadır. İlki Kahire-Bulak (1299/1881; İbn Hallikân'ın Vefeyâtü'l-a‘yân adlı eserinin hâmişi olarak), ikincisi Kahire: el-Matbaatü'l-Meymenetü'l-Mısrıyya baskısıdır (1310/1892). Osman (Oskar) Rescher tarafından es-Saqa'iq en-no'manijje başlığıyla Almanca'ya da çevrilmiştir (Osnabrück: Biblio Verlag 1978). Eserin bizim elinizdeki Türkçe çeviriye esas aldığımızdan başka bir modern neşri daha yayınlanmıştır (müellifin el-Ikdü'l-manzûm adlı öteki eseri ile birlikte; Beyrut : Dârü'l-Kitâbi'l-Arabî, 1975).
3. Şerh ale'l-Fevâidi'l-Gıyâsiyye fî ‘ilmey el-me‘ânî ve'l-beyân (Mekke: el-Matbaatü'l-Emîriyye 1303/1885).
4. Risâletü'ş-Şifâ li edvâi'l-vebâ ( Kahire: el-Matbaatü'l-Vehbiyye 1292/1875).
5. Âdâbü'l-bahs ve'l-münâzara (nşr. Muhammed Hasan Âl Yâsîn, Bağdat 1955).
6. Şerhu'l-Mukaddimeti'l-Cezeriyye (Mekke: el-Matbaatü'l-Emîriyye 1303/1885).
7. Tabakâtü'l-fukahâ ( Musul: Matbaa Nînovî 1953; ayrıca nşr. Ahmet Neyle, Musul: Matbaatü'z-Zehrâ el-hadîse 1961).
8. el-Ikdü'l-manzûm fî zikri efâdıli'r-Rûm, Şakâik ile birlikte; Beyrut : Dârü'l-Kitâbi'l-Arabî, 1975.
(Taşköprülüzâde'nin eserleri ve ilgili literatür hakkında ayrıca bkz. M. Münir Aktepe, ?Taşköpri-zâde? md., İslâm Ansiklopedisi, Millî Eğitim Basımevi, İstanbul 1974, XII/1, 42-44; C. Brockelmann, GAL, II, 559-562; GAL, Suppl. II, 633-634).