Tam adı şöyledir: Muhyiddin Ebu Abdullah Muhammedi İbn Ali İbn Muhamed ibn Ahmed ibn Ali ibn Arabî el-Hatemî et-Tâî el-Endülüsî. Muhyiddin ibn Arabî, Şeyh-i Ekber, Sultanü’l-arifîn, Hatemü’l-evliya, Kutb-ü Hümam, İbn Arabî diye de anılır. Endülüs’te İbn Seraka diye bilinir. Hicrî 543’de Fas’da ölen ünlü bilgin Ebu Bekir ibnü’l-Arabî ile karıştırılmaması için, adı harf-i tarifsiz olarak İbn Arabî diye kullanılagelmiştir.
7 Ağustos 1165 Cumartesi günü (Hicrî 27 Ramazan 560) Kadir gecesinde, Endülüs’de Mürsiye’de dünyaya gelmiştir. Dedesinin adı, Muhammed, babasınınki Ali ibn Muhammed’dir. Babası İbn Arabî’yi çocukken İbn Rüşd ile tanıştırmıştır ve aralarında çok ilginç bir konuşma geçmiştir. İbn Arabî soylu, kültürlü, maddî ve manevî dereceleri yüksek olan bir ailenin tek erkek çocuğuydu. Sekiz yaşında ilim tahsili için İşbiliye’ye gitmiştir. Burada İbn Beşküval ve ünlü hadis bilgini Ebu Muhammed gibi bilginlerden ilim tahsil etmiştir. Yirmi yaşında tasavvuf yoluna girmiştir. İbn Arabî’nin ilk hanımı Meryem adını taşımaktaydı.
İbn Arabî daha sonra Doğuya seyahate çıkmıştır. Kuzey Afrika, Tunus ve Mısır’a uğrayarak Mekke’ye gitmiş, oradan Bağdat ve Musul’a uğramış, oradan da Anadolu’ya geçmiştir. Konya’ya yerleşmiş ve burada Sadreddin Konevi’nin dul annesiyle evlenmiş, Sadreddin Konevi’yi (ö: 672 Hicri) yetiştirmiştir. Sonra Malatya’ya uğramıştır, burada tekrar evlenmiştir. Oğlu Sadeddin burada doğmuştur. Daha sonra Şam’a gitmiştir ve Hicri 638’de, Milâdî 16 Kasım 1240’da Şam’da vefat etmiştir. Şam’ın Salihiyye bölgesine, Kasyon dağı eteğine defnedilmiştir. Oğlu Muhammed Sadeddin (H. 617-656) ve Muhammed İmadüddin (ö: H.667) ve kızı Zeynep aynı yerde yatmaktadır.
Kendisinin bildirdiğine göre, İbn Asakir, Ebu’l-Ferec, İbn Cevzi, İbn Sekine, İbn Ülvan Cabir bin Ebu Eyyub gibi elli dört zattan zahirî ilimleri tahsil etmiştir. Ayrıca Şeyh Ebu Medyen el-Mağribî, Cemaleddin Yunus bin Yahya el-Kassar, Ebu Abdullah et-Teyemmi el-Fasî, Ebu’l-Hasan ibn Cami gibi zatlardan batınî ilimleri tahsil etmiştir. Fusûsü’l-Hikem ve 37 ciltlik El-Fütûhâtü’l-Mekkiyye gibi eserleri büyüklüğüne birer delildir. Hızır aleyhisselâm’la karşılaşması irfan ehlince bilinen bir gerçektir.
Sayıları beş yüze ulaşan eserlerinin birçoğu tasavvufa dairdir. İbn Arabî’nin eserleri hakkında çok geniş kapsamlı bilgiyi Osman Yahya’nın Fransızca olarak hazırladığı iki ciltlik, L’Historie et la classification de læuvre d’Ibn Arabî, (Ouvrage publié avec mi concours du Centre National de la Recherche Scientifique, Damas, 1964.) adlı eserinde bulmak mümkündür. Burada tekrarlarıyla birlikte 800’den fazla eser hakkında bilgi mevcuttur. Eserlerinin bir kısmı Batı dillerine de çevrilmiştir.
Türkçe’ye çevrilen bazı eserleri:
Füsûsü’l-Hikem
El-Fütûhâtü’l-Mekkiyye
Harflerin İlmi
İlâhi Aşk
Marifet ve Hikmet
Haikat ve Tefekkür
Fenâ Risâlesi
Arzuların Tercümanı
Nurlar Risâlesi
Nurlar Hazinesi
Tedbirât-ı İlâhiye
Şeceretü’l-kevn
Endülüs Sufileri
Ehadiyet Risalesi
Mevakiü’n-Nücûm